Bugün sizler için Turgut Özakmandan romantik bir aşk hikâyesi seçtim.
Romantikayı fazla detaya girmeden yorumlamaya çalışacağım. Birkaç zamandır aklımdaydı ama bir türlü alıp okuyamamıştım, hep araya başka kitaplar girdi, unuttum. Bu arada söylemem gerekirse ben pek aşk romanları sevmem, belki de o yüzden es geçtim bugüne kadar.
Romantika, Turgut Özakmanın ikinci kitabıdır.
Şu Çılgın Türkler,
Diriliş Çanakkale 1915 ve
Cumhuriyet Türk Mucizesi gibi çok değerli kitaplarıyla en çok okunan yazarlar arasına giren Turgut Özakman, 28 Eylül 2013te, 83 yaşında vefat etmiştir.
Kitap, genel ahlaki değerlere sığdırılamayacak bir konuyu anlatıyor; evli iki insanın yasak aşkını. Kitabı bu yasak aşkı yaşayan taraflardan birinin kızı Şirinin anlatımıyla okuyoruz. Babasının hastanede olduğu günlerde ona ait not defteri Şirinin eline geçer. Not defteri özel bir şifreyle yazılmıştır. Şirin, iki gün uğraştıktan sonra arkadaşının da yardımıyla şifreyi çözmeyi başarır. Babası, notlarının tamamında, eski öğrencilerinden Arzu ile yaşadığı romantik bir aşkı anlatmıştır. Şirin, notları okudukça babasına kızmak yerine Arzu ile yaşadıklarına sevinir, hatta aşklarını kıskanır. Neden sevindiği ise romanın içinde...
Şirin, babasının anılarını okurken, ben de düşünmeye başladım: Acaba bu sadece yasak olan bir şeye duyulan bir tutku muydu, yoksa gerçek bir aşk mıydı?
"Aşk bir ihtilaldir. Aşk gelince yeni bir dünya kuruluyor. İçimde varlığından haberli bile olmadığım yeni duygular keşfediyorum."
Farklı bir aşk hikâyesi... Bazen hüzünlü, bazen çok eğlenceli. Eğer aşk romanlarına benim gibi mesafeli yaklaşmıyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız. Çok ama çok sevecek, bitirene kadar elinizden bırakamayacaksınız.
Jale Bozcaarmutlu