Türk edebiyatının en büyük şairlerinden Orhan Veli Kanık, geçtiğimiz günlerde 104 yaşına girdi. Google, ünlü şairin doğum gününde hazırladığı doodle nedeniyle binlerce kişi Orhan Veli'nin hayatını araştırmaya başladı. Klarnet ustası bir babanın oğlu olara
KLARNET USTASI BİR BABANIN OĞLU
Türk edebiyatının ünlü şairlerinden Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te, klarnet ustası Mehmet Veli Kanık ile Fatma Nigar Hanım'ın ilk çocukları olarak, İstanbul Beykoz'da dünyaya geldi.
Çocukluk yıllarını İstanbul'da geçiren şair, eğitim hayatına 1921'de Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfında başladı ve sonra Galatasaray Lisesi'nin ilk kısmına geçti.
Kanık, 1925'te babasının Cumhurbaşkanlığı Bando Şefliği'ne tayini nedeniyle, ailesiyle birlikte Ankara'ya taşındı. Burada Gazi İlkokulu'na giden Kanık, o yaşlarda edebiyata ilgi duymaya başladı ve Kanık'ın ilgisini ilk olarak öğretmeni Sedat Bey fark etti.
ÜÇ ARKADAŞIN YAZDIĞI ŞİİRLER İNSANLARA 'GARİP' GELDİ
Gençlik yıllarında Ankara Erkek Lisesi'nin yayın organı 'Sesimiz' dergisinde de çalışmaları yayımlanan Kanık'ın, ilk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek'in etkisi görüldü.
Lise yıllarında Şair Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile arkadaş olan Kanık'ın bu arkadaşlığı edebiyat kariyerinin başlangıcı oldu. Aynı tarzda şiirler yazan Kanık, Anday ve Rifat'ın bu tarzlarının 'garip' bulunması üzerine, ortaya koydukları yeni şiir anlayışlarına 'Garip' adını verdiler.
İLK ŞİİRLERİNDE KULLANDIĞI TEMALAR
İlk şiirlerinde Mehmet Ali Sel imzasını kullanan ve aşk, özlem, çocukluk anıları gibi temaları ele alan Kanık, 1933'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne kaydoldu.
Daha sonraki yıllarda buradaki öğrenimini yarıda bırakan şair, 1935'te bir süre yardımcı öğretmen olarak çalıştı.
Sonraki yıllarda geçimini yazarlık ve çevirmenlik yaparak sağlayan Orhan Veli Kanık, 'İnsan', 'Ses', 'Gençlik', 'Küllük', 'İnkılapçı Gençlik', 'Demet', 'İşte ve Aile' gibi dönemin popüler kültür-sanat dergilerinde manzume ve düzyazılar kaleme aldı.
Mehmet Ali Aybar'ın çıkardığı 'Hür ve Zincirli Hürriyet' gazetelerinde, 1947'de yarı siyasal değinmeler ve eleştiriler de kaleme alan Kanık, 1 Ocak 1949'da Ankara'da 'Yaprak' dergisini 28 sayı boyunca çıkardı.
Kanık, 1948'de ise bir süre, 'Ulus' gazetesinde, 'Yolcu Notları' başlığı altında makaleler yazdı.
BEYKOZ, BEŞİKTAŞ, CİHANGİR
Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan İshak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokağı'nda dünyaya geldi. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti.
Mütareke sırasında Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti.
EDEBİYAT ÖĞRETMENİ TANPINAR'DI
Edebiyata olan merakı ilkokul sıralarında başladı. Bu dönemde 'Çocuk Dünyası' isimli dergide bir hikâyesi basıldı.
Ortaokulun yedinci sınıfındayken Oktay Rifat ile tanıştı. Birkaç yıl sonra ise bir müsamere sırasında halkevinde Melih Cevdet Anday ile arkadaş oldu.
Lisenin ilk yılında edebiyat öğretmeni ise Ahmet Hamdi Tanpınar'dı.
Lise döneminde arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le birlikte 'Sesimiz' isimli bir dergi çıkardı.
1932 yılında liseden mezun oldu.
"BİRKAÇ NESİLLİK ŞİİR MACERASINI KISACIK ÖMRÜNDE YAŞADI"
Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da, Orhan Veli tek türde şiirler yazmaktan kaçınmıştı.
Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktaydı.
Oktay Rifat bu durumu, "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi" ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı" sözleriyle açıkladı.
YANLIŞ TEŞHİS YÜZÜNDEN HAYATINI KAYBETTİ
Orhan Veli, 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü.
14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı.
Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığının sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı.
Aynı akşam 20.00 sularında komaya giren şair, 1950 yılında gece 23.20'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti.