"Neden Oryantalizm'e uzaktan veya yakından benzeyen bir kitabın altında bir Türk'ün imzası yok?" Cemil Meriç, Edward Saidin kitabını Türkiyeli okura bu yakınmayla sunar.
Meriç, Said'in
Şarkiyatçılık kitabı karşısında duyduğu imrenmeyi de saklamaz:
"1960'lardan sonra böyle bir kitap yazmayı ben de çok isterdim... Said'in kaynaklarından çoğu benim de zaman zaman faydalandığım kitaplar. Ama böyle bir terkibi yine de başaramazdım."
Gerçekten de gergin ama doğurgan bir "terkibin" ürünüdür
Şarkiyatçılık: Auerbach, Spitzer ve Curtiustan beslenen bir karşılaştırmalı filoloji; Foucault'nun kazıbilimi; bilginin nesnellik, tümellik ve evrensellik savını çürüten ve kökleri Marx ile Nietzschenin ideoloji eleştirilerine giden bir epistemolojik tarihselcilik; ve bütün bunları emperyalizm eleştirisinin emrine veren bir siyasal radikalizm.
Bu terkib, her yönüyle cazip gelmiş olmalıdır Meriç'e. Niçin "bir Türk'ün" imzası yoktur bu kitabın altında, niçin Meriç'inki yok?
(Orhan Koçak, Ataç, Meriç, Caliban, Bandung - Evrensellik ve Kısmilik Üzerine Bir Taslak, Zoom Kitap 2018, İnceleme, 72 s.)