"Zamanın birinde Mira'da bacadan düşen bir genç," diye başlayıp içinden yol geçen, sevda geçen, çağlar geçen, ucu bilinmeyen diyarlara giden bir hikâye anlatıyor bu kez Fuat Sevimay son romanı Aziz ile Nikola'da.
Bize Ulysses'i okutan yazarımız, bu defa kimlik meselesine odaklanıyor (hani şu bizim 'ocu, bucu, şucu' diye üzerimize yapıştırılan kimliklerimize) ve Aziz ve Nikola ile oradan oraya, o çağdan bu çağa koştur koştur bir yolculuk yaptırıyor okuyucusuna. Ama ne yolculuk!.. Bu yolculukta kimler yok ki? Bizim göbekli martı bile durmamış, taa Kapalıçarşı'dan kalkmış gelmiş, uçuveriyor semalarda.
Bizimkiler yolculuk boyu doğudur-batıdır, dindir-imandır, bilimdir-doğadır, uygarlıktır-çağdır tartışadursun, bu arada çağlar açılıp çağlar kapanıyor, Odesias Ithaka'ya dönüyor, Rönesans devri başlıyor, İstanbul fethediliyor, Viyana kuşatılıyor, sanayi devrimi gerçekleşiyor, bizimkiler de Nikola Baba'nın dünyanın dört bir yanına dağılan kemiklerinin peşinden oradan oraya, o çağdan bu çağa gidip geliyor.
Peki biz bu, çağdan çağa, oradan oraya Aziz ile Nikola'nın peşi sıra, soluk soluğa dolandık da yorulduk mu? Hayır, aksine bu harika yolculuktan okurken inanılmaz keyif aldım ben. İnanılmaz eğlenceli bir yolculuk bu, okurken gülmek garanti. O olmadık yerlere serpiştirilen şarkı dizeleri yok mu hele, beni benden aldı, yalan yok. Atasözleri, deyimler, kullanılan dil, karakterler, zamanın içinden kalkıp gelenler, hepsi bir bütün halinde muhteşemdi. Üstüne bir de sıkı bir sistem eleştirisi... Buyrun size tadından yenmez bir kitap: Aziz ile Nikola.
Aslında bu kitapla ilgili söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, ama hem büyüsünü bozmak istemem, hem de satırlar yetmez. Yeni bir yılın başındayken, ben, geçtiğimiz yılın son günlerinde okuduğum Aziz ile Nikola'ya beni okurken en mutlu eden kitap unvanını veriyorum. Hayat tıkır mıkır geride kalırken, bize de zaten okuduğumuz güzel kitaplar ve aldığımız keyif kalmıyor mu?
Okuyun bu kitabı mutlaka, asla pişman olmazsınız. Haa, belki kitabı okuduktan sonra başkalarına, "Sen kimsin?" diye sormak yerine önce "Ben kimim?" diye sorar, sorgularsınız.