Kader...
Her ne kadar bilmek istesek de bilmekten korktuğumuz en büyük gizem...
Kimimiz için yokuş aşağı giden gözü kör bir sükûttur kader, kimimiz içinse alınyazısından öte kendi benliğidir.
Bitmek üzere olan bir hikâyeyi yeniden başlatma umududur kimi zaman, kimi zamansa bir hikâyeyi yarım bırakıp tüm kâğıtları ateşe atmaktır.
İki tutam saçını palmiye gibi tepeden toplamış küçük, tatlı kız çocuğunun dedesinin cebinden çıkardığı şeker kadar tatlıdır bazılarının kaderi, bazılarının ise çöplükte bulduğu, kirli dudaklarla buluşmuş yarım bir sigara izmariti kadar küflü ve acıdır.
Döner dolaşır yine kaderimizin koynuna yatarız, çünkü başka gidecek ne yerimiz, ne kimsemiz vardır.
İçinde deryalar biriktirmiş maviye siyah bir noktadır.
İntihar için şakaklarına dayadığın bir silahtır ki şakaklarından akan terin tuzuna karışır.
Kader...
Resmedilmiş bir tablonun kızıla çalan fırça darbelerinin birkaç sağır damlasıdır belki de.
Kader, sana çizilen yolun senin tarafından değiştirilen halidir. Herkes kendi kaderini tercihleriyle belirler, düşüncelerinin etkisiyle çizer ve yaşar. Güzel bir yazı, tebrik ederim.
Çok derin bir kaleminiz var. Daha çok yazınızı görmek isterim. Edebiyatla kalın...
Ellerine sağlık, diğer yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz. Umarım emeğinin karşılığını hep alırsın :)
Çok güzel bir yazı olmuş. Tebrikler başarıların daim, kalemin kuvvetli yolun açık olsun. Yeni yazılarınızı heyecanla bekliyorum.
Tebrik ederim. Çok güzel bir yazı olmuş. Başarılarınızın devamını dilerim. En kısa zamanda diğer yazılarınızı bekliyorum.