Uyuşturucu bağımlısı Profesör Ezekiel Farragut, kardeş katlinden on yıl hapse mahkûm olur. Karısının azap verici ziyaretlerinin, hapishane yaşamının vahşi tekdüzeliğinin ve hafızanın ağır yükünün ortasında insanlığını korumaya, kefaretini ödemeye çabalamaktadır.
Falconer Hapishanesinde Cheever, edebiyatında önemli bir yer kaplayan banliyöden uzaklaşıyor. Ama parmaklıkların ardında bir hapishane romanından çok daha fazlasını yazıyor. Farragutın hikâyesinde kendi korkularıyla, kendi karanlığıyla yüzleşen yazar; özgürlüğü, insanın kendi zihninin ve bedeninin içinde özgür olabilme çabasını anlatıyor. Cheeverın birçoklarınca başyapıtı sayılan ve hakkında en çok yazılan eserlerinden biri olan Falconer Hapishanesi, insanlık durumu üzerine büyüleyici bir kıssa niteliğinde.
"Falconer Hapishanesi, Amerikan ruhunun derin bir incelemesi bir başyapıt."
A.M. Homes
"Çağımızın en önemli romanlarından."
The New York Times
"John Cheever büyülü bir gerçekçi ve ışıltılı öykülerinde, Bullet Parkla Falconer Hapishanesi gibi eşsiz romanlarında karşılaştığımız üslubu, savaş sonrası Amerikan edebiyatının diğer bütün öncü yazarlarının üslubu gibi renkli ve özgün."
Philip Roth
JOHN CHEEVER KİMDİR?
John Cheever, 1912de Quincy, Massachussettste dünyaya geldi. Yazın hayatına, liseden kovulmasını öyküleştirerek başladı. İlk öykü derlemesi 1943te yayımlandı, ilk romanı Wapshot Kayıtları ise 1958de Ulusal Kitap Ödülünü aldı
Eserlerinde çoğunlukla Amerikan taşrasını ele alan Cheever, "banliyönün Çehov'u" olarak anılmaya başlandı.
1979da yayımlanan toplu öyküleri Pulitzer Ödülü, Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü ve Ulusal Kitap Ödülüne layık görüldü.
1941de Mary Winternitzle evlenen Cheever hayatının son yıllarına kadar cinsel yönelimiyle ilgili sıkıntılarla ve alkolizmle boğuştu.
1982de kanserden ölmeden birkaç ay önce Ulusal Edebiyat Madalyasıyla ödüllendirildi.
(John Cheever, Falconer Hapishanesi, Çev.: Ayça Sabuncuoğlu, Can Yayınları 2018, 192 s.)