Google, Virginia Woolf'un doğum gününde romantik bir doodle hazırladı. Feminizm ve dünya edebiyatının önemli isimlerinden olan Virginia Woolf'a özel hazırlanan doodle tıklayan kullanıcılar, İngiliz edebiyatçının hayatına dair bilgilere kolayca ulaşabiliyo
Virginia Woolf, 1882 tarihinde Londra'da dünyaya geldi. Geniş bir kütüphaneye sahip bir evde büyüyen Woolf, yazar Sir Leslie Stephen'ın kızıdır.
Günümüzde birçok yazarın esin kaynağı olan Virginia Woolf, eserlerinde kadın hakları, sınıfsal farklılık, aşk, evlilik ve özgürlük temalarını esas aldı.
Doğduğu yıllarda kadınların ikinci planda kalması nedeniyle hiç okula gönderilmeyen Virginia Woolf, kendini geliştirip feminizmin öncülerinden ve dünyanın en önemli yazarlarından biri oldu.
1904 tarihinde babası ölünce sonradan Bloomsbury grubunun merkezi olacak Gordon Meydanı'nda bir eve taşındı. 1912'de Leonard Woolfla evlendi ve 1917'de birlikte Hogarth Press'i kurdular.
Woolf, 'The Voyage Out' (1915; 'Dışarıya Yolculuk') ve 'Night and Day' (1919; 'Gece ve Gündüz') adlı romanlarının yayımlanmasından sonra deneysel çalışmalara yöneldi. Yinelenen imgeler gibi bazı şiirsel öğeler kullanarak, bir ölçüde de olayların geçtiği süreyi kısa tutarak bu iki romana son derece örgütlü bir yapı kazandırmıştı.
'Orlando'da (1928; Orlando, 1993, 2000), I. Elizabeth döneminden 1928'e kadar İngiltere'yi, özellikle de bu ülkedeki edebiyat yaşamını konu aldı.
'A Room of One's Own' (1929; 'Kendine Ait Bir Oda', 1988, 1992) adlı uzun denemesinde, kadın yazarların erkeklere ait bir dünyada karşılaştığı zorlukları anlatıyordu.
Woolf, 'The Waves'le (1931; 'Dalgalar', 1974, 1988) romana dönerek bilinç akışı tekniği üzerinde yoğunlaştı. Kişi ya da olaylardan çok 'insanın yedi çağı'nı nasıl yaşadığına ağırlık verdiği bu romanda, karakterlerinin bilinç akışını çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar olduğu gibi aktarmaya çalışıyordu.
'Between the Acts'te ise (1941; 'Perde Arası', 1992) olaylar 'Mrs. Dalloway'de olduğu gibi bir günde geçiyor, ama İngiliz tarihine ilişkin bir köy gösterisi aracılığıyla daha geniş bir zaman dilimi yansıtılıyor, bir yandan da okura bir savaşın yaklaşmakta olduğu sezdiriliyordu.
Woolf, 'Perde Arası'nı bitirdikten sonra ruhsal bir bunalım sonucu kendini evinin yakınındaki ırmağa atarak (59 yaşında) intihar etti.
Bir profesyonel olarak 1905'lerde yazmaya başlayan Virginia Woolf'un ilk kitabı olan 'The Voyage Out' ('Dışa Yolculuk'), 1915'te yayınlanmıştır. Bu kitabın yazımı çok uzun sürmüş, bir yıl içinde üç kez tekrar yazılmıştır. Özelllikle annesinin ölümünü yenmesi ile ilgili olan bu kitap, ilginç olduğu kadar etkileyicidir.
'Gece ve Gündüz', Virginia Woolf'un ikinci romanıdır. Woolf'un 'bilinç akışı' tekniğini kullandığı ve daha sonraki modern deneysel romanlarından farklı olarak klasik gerçekçi üslupla kaleme aldığı bu eser, olay örgüsü, gerçek mekân tasvirleri ve titizlikle betimlenmiş karakterleri, dönemin atmosferini yansıtan özellikleriyle dikkat çekiyor.
1920'de yayımlanan roman, daha sonraki eserlerinin habercisi olarak, nesnel gerçekliğin ve tarihselliğin insan bilincindeki yansımalarını birbirinden oldukça farklı karakterlerde ustalıkla canlandırıyor.
Roman, I. Dünya Savaşı öncesi Londra'sında geçer. Woolf, dönemin entelijansiyasını, fikir ve ruh dünyasını mizahî ancak sıcak, insanî bir dille anlatır. Kadın hakları, sınıfsal farklılık, aşk, evlilik ve özgürlük gibi meseleleri, karakterlerinin yaşamları, mücadeleleri, umutları, acıları ekseninde tartışıyor. 'Gece ve Gündüz', Katharine, Mary ve Ralph'in hakikat arayışlarında tanık olduğumuz modern insanın yazgısı, bir başkasını anlama çabası üzerine duygulu ve derin bir metin.
"Virginia Woolf, 1931?de yayımladığı 'Dalgalar'ı yazarken ise, bu kitapla o güne değin hiçbir başka romancının göze alamayacağı değişik şeyleri yapmak istediğini, bu romanın o güne değin yazılan hiçbir başka romana benzemeyeceğini biliyordu. (...) Çünkü 'Dalgalar', hem düzyazıyla kaleme alınacak, hem de şiir olacaktı; hem roman olacaktı, hem de tiyatro oyunu.
Virginia Woolf, 'Dalgalar'da dış dünyayı yok eder. Üç erkek ve üç kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatlarının anlatıldığı kitapta dış dünya nesnel olarak değil, ancak kişilerin iç dünyalarına yansıdığı kadarıyla verilir.
"Bir olay örgüsüne uyarak değil, bir ritme uyarak" yazılan kitap, "şiir olmayan herhangi bir şey edebiyata neden girsin ki" diyen Woolf tarafından iki yıl içinde üç kez yazılır ve dalgaların sesine uydurularak, şiir gibi yüksek sesle okunarak düzeltilir. Gerçekçi roman geleneğinden tam bir kopuşu temsil eden 'Dalgalar', bilinç akışı tekniğiyle yazılan romanların en önemlilerinden biridir." (İletişim Yayınları'ndan çıkan baskının arka kapak yazısından alınmıştır.)
Mrs. Dalloway'se ünlü yazarın adıyla anılacak 'bilinç akışı' tekniğinin en başarılı örneklerinden biridir.
Eşcinsel olan Virginia Woolf'un eserlerinde eşcinsel yakınlıklarına bol bol rastlanır. Yazarın öteki romanlarına benzemeyen, tümüyle özgün bir düşünce ürünü olan Orlando isimli romanı bir aşk mektubuyla beraber o dönemdeki sevgilisi Vita Sackville-West'e adanmıştır.
1929 tarihli 'Kendine Ait Bir Oda', feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edilir.
Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan 'Kendine Ait Bir Oda', Virginia Woolf?un belki de en kolay okunan kitabıdır. Çünkü konu çok somuttur: 'Kadın ve Edebiyat.'
ESERLERİ
Dışa Yolculuk (1915)
Gece ve Gündüz (roman) (1919)
Jacob'un Odası (1922)
Mrs Dalloway (1925)
Deniz Feneri (roman) (1927)
Orlando: Bir Yaşamöyküsü (1928)
Dalgalar (roman) (1931)
Yıllar (1937)
Kendine Ait Bir Oda (1929)
Londra Manzaraları (1931)
Flush, Bir Köpeğin Romanı (1933)
Üç Gine (1938)
Perde Arası (1941)
Virginia Woolf'un Günlükleri
Pazartesi ya da Salı (1921)