KÜLTÜR-SANATHaber Girişi : 07 Haziran 2018 01:57

Düello, Doktor Faustus, ortak bilinçdışı... ve diğerleri...

Düello, Doktor Faustus, ortak bilinçdışı... ve diğerleri...
Molière ve Racine'le birlikte 17. yüzyılın en büyük üç Fransız tiyatrocusundan biri olan Pierre Corneille... Talihsiz bir düelloya kurban giden Rus edebiyatının önde gelen şair ve yazarı Puşkin... Alman vatandaşlığından çıkarılan Buddenbrooklar'ın yaratıc

BUGÜN DOĞANLAR

PIERRE CORNEILLE

Pierre Corneille, Molière ve Racine'le birlikte 17. yüzyılın en büyük üç Fransız tiyatrocusundan biridir.

Corneille, "Fransız trajedisinin kurucusu" olarak tanınmış ve kırk yıla yakın bir süre boyunca yapımcılık yapmıştır. Latince yazdığı şiirlerle iki kez ödül kazandı ve daha sonra avukat olarak çalışma izni aldı.

1628-1650 arasında, kentin suyolları ve orman dairesinde kralın danışmanı olarak çalıştı. İlk oyunu Melite'i yazdığında 20 yaşına varmamıştı. Bu zarif ve nükteli komedinin, kendi başından geçen bir aşk öyküsüne dayandığı sanılır. İlk kez 1629'da Rouen'da sahnelenen oyun, ertesi yıl Paris'te oynanınca yazarının bile beklemediği bir başarı kazandı.

İzleyen yıllarda Clitandre (1631), 1632 Dul Kadın, 1632 Sarayın Koridoru, 1634 Nedime, 1634 Krallık Mevkii ve 1635 Gülünç Yanılsama adlı komedileri sahnelendi.

Corneille'in yeteneğini fark eden Fransa'nın ünlü devlet adamı Kardinal Richelieu, onu oyun yazdırtmak üzere kurduğu ve bir anlamda yönlendirdiği 'Beş Yazar' topluluğuna aldı.

Yaradılışı bu toplu çalışmaya uymayan Corneille, La Comedie des Tuileries (1635 Tuileries Komedisi) oyununda, kendisine ısmarlanan üçüncü perdeyi Richeheu'nün istediği gibi yazmayınca da araları açıldı. Gerçekte Corneille'in oyuna katkısı büyük sanat değeri taşıyordu.

Corneille, Sophonisbe'in etkisiyle Medee'yi (1635 Medea) yazarak trajedi türünü denedi. Bu oyunu, önce trajikomedi, sonra trajedi olarak adlandırılan ve 1637 başında sahnelenen Le Cid izledi.

Le Cid'e yöneltilen eleştirilerden etkilendiği anlaşılan Corneille, üç yıl oyun yazmadı. 1640'ta sahnelenen Horace ve 1641'de sahnelenen Cinna ya da tam adıyla Cinna, Cinna ya da Augustus'un Merhameti adlı oyunlarıyla yeniden tiyatroya döndü.

Corneille'in en güzel oyunları Le Cid, Horace, Cinna ve 1643'te sahnelenen Şehit Polyeucte?den oluşan "klasik dörtleme"dir. "Klasik dörtleme"siyle kazandığı ün, Corneille'in tiyatro alanındaki çokyönlülüğünü gölgelemiş, bu yüzden Fransız komedisine katkıları gerektiği gibi değerlendirilememiştir.

Corneille, konusunu Roma tarihinden alan oyunlardan sonra birkaç trajedi daha yazdı; 1643 Pompeius'un Ölümü'nü, en başarılı oyunlarından 1645 Part Prensesi Rodogune, ilk başarısız oyunu Theodore (1646) ve Heraclius (1647) izledi.

1643'te komediye yönelerek Yalancı ile başarı kazandı. Bunu izleyen 1643-1644 Yalancının Sonu adlı komedisi ise o kadar tutulmadı. Her iki oyun da İspanyol tiyatrosundan uyarlanan canlı entrika komedileriydi.

Le Menteur, Moliere'in oyunlarından önce yazılmış en önemli komedidir ve Fransız komedisindeki yeri, Le Cid'in Fransız trajedisindeki yeri ile eşdeğerdedir. Corneille'in çağdaşı genç Moliere de, bu oyundan etkilendiğini kabul etmiştir.

Corneille 1647'de ailesiyle birlikte Paris'e taşındı. Daha önce Paris'te oturmadığı gerekçesiyle iki kez üyeliği reddedilen Academie Française'e kabul edildi. Çağdaş siyasal olaylardan izler taşıyan Don Sanche d'Aragon'u (1649), kullanılan sahne aygıtlarıyla dikkati çeken 1650 Andromeda adlı çarpıcı oyunu ve Nicomede'i (1651) Fronde ayaklanmaları (1648-53) döneminde yazdı, 1651 ya da 1652'de Perharite adlı oyunu çok olumsuz eleştiriler alınca sekiz yıl oyun yazmadı.

İsa'ya Öykünme yapıtının manzum bir çevirisini (1656) yaptı. Bu dönemde kendi oyunları üzerine yazdığı eleştirel yazılar, toplu yapıtlarının 1660 basımında yayımlandı.

1659'da yazdığı Oedipus adlı oyunuyla tiyatroya döndü. Bundan sonraki 14 yıl boyunca, hemen her yıl bir oyun yazdı. Bunlardan Sertorius (1662) ve Attila'da (1667) şiddet dolu ve şaşırtıcı olaylara yer verdi.

Olay örgüsü son derece karmaşık ve duygusal açıdan trajikomik olan son oyunları, klasik trajedilerinden çok, 1640'larda yazdığı oyunlara yakındır.

1660 Altın Post, 1663 Sophonishe, 1664 Othon, 1666 Agesilaus ve 1672 Pulcheria bu dönem oyunları arasındadır. Ayrıca Moliere ve Philippe Ouinault'yla birlikle bale bölümleri ile müziğe yer veren ve lirik bir yumuşaklık taşıyan Psyche'yi (1675) yazdı. Bundan bir yıl önce yazdığı Titius ve Berenike ile aynı konuda bir oyun yazan Racine'den üstün olduğunu göstermek istemişti. Son oyunu Surena (1674), eski oyunlarında görülmeyen bir incelik ve duygusallık taşır.

Corneille bundan sonra, oyunlarının yeniden canlandırılmasını isteyen XIV. Louis'ye teşekkür etmek için yazdığı şiirler (1676) dışında ürün vermedi. Yoksul düşmediyse de zengin değildi. 1640'ta Horace'ı yazdıktan bir süre sonra Richelieu'nün kendisine bağladığı gelir bir süre için kesilince durumu güçleşti. Paris'te, Argenteuil Sokağı'ndaki evinde öldü ve Saint Roch Kilisesi'ne gömüldü.

Doğum tarihi: 6 Haziran 1606, Rouen, Fransa... Ölüm tarihi ve yeri: 1 Ekim 1684, Paris, Fransa.

ALEKSANDR SERGEYEVIÇ PUŞKİN

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin; Rus şair ve yazar... Birçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul görmektedir.

Puşkin soylu bir ailenin üyesidir. Puşkin, ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edindi. Henüz sekiz yaşındayken Fransızcası Rusçası kadar iyiydi. On bir yaşına geldiğinde ise özgürlükçü ve alaycı yazarlarını beğendiği Fransız edebiyatından etkilenerek Fransızca şiirler ve komediler yazmaya başlamıştı. Puşkin'in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpar.

Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, okul yıllarından sonra Petersburg'a gitti. Yazdığı ve birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları bu sıralarda toplum arasında yayıldı. Rus edebiyatı tarihinde şiir, ilk kez olarak herkes üzerinde hayranlık uyandırdı. Onun edebiyatında ne klasik şiirin kuralcılığı, ne Romantizmin etkileri yer alır. Puşkin, gerçeği olduğu gibi anlatmak ister.

Kafkasya?dan dönen Puşkin'in Rusya'daki askeri yönetime karşı oluşundan dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklandı ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakıldı.

Bu uzun sürgün döneminden sonra Rus Ça?ı I. Nikolay tarafından Moskova'ya çağırılan genç şairin kaleminden çıkan her şey artık çarın sansüründen geçecekti. Puşkin, o sıralarda yazdığı birkaç imzasız mektup aracılığıyla, d'Anthès adındaki Fransız delikanlısının, karısı Natalya Puşkin'e kur yaptığını öğrendi. 1837'de d'Anthès'i düelloya çağırır. 27 Ocak 1837'de St. Petersburg yakınında Kara Dere'nin bir köşesinde düellonun yapılmasına karar verildi. Puşkin'in şahidi arkadaşı Danzas'tı. Düello'da kullanacağı silahı almak için gümüşlerini sattığı iddia edilir. Düelloda Puşkin tarafından omzundan yaralanan d'Anthès, Puşkin'i karnından yaralamayı başardı. Büyük bir soğukkanlılıkla iki gün boyunca can çekişen Puşkin, şubat ayında bir öğleden sonrası hayata gözlerini yumdu.

Şairin öldüğünü duyunca evinin kapısının önünde toplanan ve Yevgeniy Onegin'in son baskısını tüketen halk, şairin ölümü üzerine neredeyse hükümete karşı bir ayaklanma noktasına geldi. Bu gerekçe ile olayların çıkmasından çekinen polis, bir gece yarısı şairin tabutunu gizlice kiliseden alıp Mihaylovskoye köyüne götürerek toprağa verdi.

Aleksandr Puşkin'in düello günü uğradığı son yer Petersburg Nevski Prospekt'te Wolf's şekercisidir (şimdiki Cafe Litte?atu?nia). Bu kafede Puşkin'in balmumundan bir heykeli vardır.

Eserleri: Ruslan ve Ludmila (1820) (şiir), Kafkas Esiri (1822) (şiir), Bahçesaray Selsebili (1824) (şiir), Çingeneler (öyküsel şiir) (1827), Büyük Pet?o'nun Arabı (tarihsel roman, bitirilmemiş) (1828), Poltava (1829), Küçük Trajediler (1830), Boris Godunov (1825) (dram), Papaz ve Uşağı Balda'nın Hikâyesi (1830) (şiir), İvan Pet?oviç Belkin'in Hikâyesi (5 kısa hikâyeden oluşur: Atış, Kar Fırtınası, Cenazeci, Menzil Müdürü ve Bey'in Kızı) (1831) (düz yazı), Çar Saltan Masalı (1831) (şiir), Dub?ovsky (1832-1833, yayınlandı 1841, roman), Prenses ve 7 Kahraman (1833 şiir), Pikovaya Dama Maça Kızı (hikâye) (1833) (Daha sonra operaya uyarlanmıştır). Altın Ho?oz (1834, şiir), Balıkçı ve Altın Balığın Hikâyesi (1835, şiir), Yevgeni Onegin (1825-1832) (şiirsel roman), Bronz Süvari (1833, şiir) Yemelyan Pugachev isyanının Tarihi (1834 düzyazı), Yüzbaşının Kızı (1836 düz yazı) Kırcali (kısa hikâye), Go?yukhino Köyü'nün Hikâyesi (bitirilmemiştir), Şövalye Hikâyeleri, Mısır Geceleri (kısa şiirsel hikâye, bitirilmemiştir), Haydut Kardeşler (oyun).

Doğum tarihi: 6 Haziran 1799, Moskova, Rusya... Ölüm tarihi ve yeri: 10 Şubat 1837, St. Petersburg, Rusya.

PAUL THOMAS MANN

Paul Thomas Mann, 20. yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biridir. Her ne kadar modern bir "romancı" olarak tanınıyorsa da, Thomas Mann, edebî eserlerinin yanı sıra toplumsal, sosyal ve siyasi eleştirileri ile dikkatleri çekmiştir. 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır.

1891 yılında babası ölünce, okulu bırakan Thomas, ailesiyle birlikte Münih'e taşındı. Burada bir sigorta şirketinde iş buldu ve 1895 yılında Teknik Üniversite'ye girdi.

Yazar olarak kariyeri Simplicissimus adlı dergide yayımlanan yazılarıyla başladı. Bu sırada ilk kitabı Küçük Bay Friedmann (1898) yayımlandı.

Thomas, üniversitedeyken, filozof Arthur Schopenhauer ve Friedrich Nietzsche'nin eserlerinden oldukça etkilendi. Ayrıca hayran olduğu başka bir insan, müzik dehası Richard Wagner'in etkisi, yazarın başyapıtı olan Buddenbrook Ailesi'nde, üslup ve teknik açıdan göze çarpar. Mann, 1897'de ilk olarak kitaba ailenin tek bir üyesi hakkında küçük bir öykü olarak başladı. Ancak içinde bulunduğu toplumsal yapıdan beslenerek öyküyü, tipik bir Alman ailesinin dört kuşak boyunca süregelen çöküşünün destanına dönüştürdü.

Buddenbrook Ailesi'nden sonra yazar birçok kısa öykü yazdı. 1902 yılında Tristan derlemesinin parçası olan ve otobiyografik özellikler taşıyan Tonio Kröger yayımlandı.

1905'te Münihli varlıklı bir ailenin kızı Katja Pringsheim ile evlendi. Çiftin altı çocuğu oldu. Kendini kurban edilmiş gibi hisseden yazar, ardı ardına gelen öykülerinde karakterlerinde kendi yaşamının acılarını ve hapsedilmişlik duygusunu yansıttı. Soysuzlaşmış yaşam tarzından kaçarak bir aşkın peşinde Venedik'e giden bir sanatçının öyküsünün anlatığı "Venedik'te Ölüm" adlı hikâyesi, Luchino Visconti tarafından daha sonra beyaz perdeye uyarlandı.

II. Dünya Savaşı sırasında muhafazakâr politik düşüncelerini terk ederek cumhuriyet ve demokrasiyi savundu. Başyapıtı Büyülü Dağ'da savaşın anlamsızlığında kaybolan hümanizmi ve burjuvazinin yalıtılmış sentetik dünyasını eleştirdi. Büyülü Dağ'ın başarısı 1929 yılında yazara Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandırdı ve savaştan kaçarak 1933 yılında İsviçre'ye göç etti.

Burada dini metinlerin ilk mizahi eleştirisi sayılabilecek Yusuf ve Kardeşleri isimli dört ciltlik eserin ilkini tamamladı.

1936 yılında faşizm karşıtı olan Mann, Alman vatandaşlığından çıkarıldı ve Çekoslovak uyruğuna geçerek 1938 yılında ABD'ye taşındı. Burada Princeton Üniversitesi'nde ders verdi.

1939 yılında yayımlanan Lotte in Weimar'da yazar, Goethe'nin ünlü eseri Genç Werther'in Acıları'nın dünya tarafından anlaşılamamış olduğunu vurguladı ve hak ettiği değeri ona geri kazandırdı.

1944 yılında ABD vatandaşı olan yazar, II. Dünya Savaşı'nda Alman dinleyicileri için faşizm karşıtı radyo programları hazırladı. Üç yıl sonra Nazi dönemiyle ilgili çarpıcı düşüncelerinin yer aldığı Doktor Faustus yayımlandı. 1952'de İsviçre'ye döndü ve son eseri Felix Krull Adlı Dolandırıcının İtirafları'nı tamamlayamadan 12 Ağustos 1955 yılında Zürih'te hayata gözlerini kapadı.

Türkçe'de yayımlanan kitapları: Efendi İle Köpeği, Mario ile Sihirbaz, Tonio Kröger, Venedik'te Ölüm, Zor Saat, Buddenbrooklar, Lotte Weimar'da, Aldanan Kadın, Majesteleri Kral, Büyülü Dağ (2 kitap takım), Doktor Faustus, Dolandırıcı Felix Krull'un İtirafları, Değişen Kafalar, Seçilen, Yusuf ve Kardeşleri (4 Cilt), Alacakaranlıkta, Dinle Alman Ulusu!

Doğum tarihi: 6 Haziran 1875, Free City of Lübeck... Ölüm tarihi ve yeri: 12 Ağustos 1955, Zürih, İsviçre.

 

BUGÜN ÖLENLER

JEREMY BENTHAM

Jeremy Bentham; İngiliz filozof, hukukçu ve toplum reformcusu. İnsanları, rasyonel bir biçimde kendi çıkarlarını izleyen ve faydalarını en yüksek noktaya getirmeye çalışan canlılar olarak görüyordu. Faydacılığın kurucusu olarak da bilinir.

Siyaset felsefesini etik görüşüne dayandırmak isteyen Bentham, diğer bir deyişle kişinin kendisine dönük hazlarla, dışadönük hazlar arasında bir ayırım yapmıştır. Bireysel mutlulukla en yüksek sayıda insanın mutluluğunun bir ve aynı olmadığının fazlasıyla farkında olan Bentham, bencillikle toplumun iyiliği veya en yüksek sayıda insanın mutluluğu arasındaki uçurumun aşılabilmesi için, iki araçtan faydalanmaya çalışmıştır. Bu araçlardan birincisi, eğitimdir. İkinci yolu, kurumsal bir çerçeve yaratmak geçer.

Bentham, siyaset felsefesinde, yine güçlü bir halk egemenliğinin savunuculuğunu yapmış ve sözkonusu egemenliğin tek meclisli yasama organıyla temsilini istemiştir.

Temel eserleri: Ahlak ve Yasamanın İlkelerine Giriş, Deontoloji, Ahlak Bilimi, İdare Üzerine Bir Çalışma, Ödülün Mantığı.

Doğum tarihi: 15 Şubat 1748, Houndsditch, Londra Şehri, Birleşik Krallık... Ölüm tarihi ve yeri: 6 Haziran 1832, Westminster, Birleşik Krallık.

CARL GUSTAV JUNG

Carl Gustav Jung, İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.

Basel Üniversitesinde tıp öğrenimini tamamladıktan sonra Zürich?te psikiyatri eğitimi gördü. 1910?da Freud, Jung ve Bleuder Uluslararası Psikanaliz Derneği?ni kurdular. Jung bu derneğin ilk başkanı oldu. Freud ile aralarında beliren görüş ayrılıkları nedeniyle 1914?te dernekten ayrıldı. 1948?de Zürich?te C. G. Jung Enstitüsü?nü kurdu.

Ortak bilinçdışı ya da ırksal bilinçdışı adı verilen kavram, Jung?un özgün buluşudur. Ona göre kişiliğin en güçlü yanıdır. Ortak bilinçdışını açıklayıcı bir kavram olan 'archetyp' (arketip), güçlü evrensel düşünce biçimleridir.

İnsanın aynı anda iki kişiliği de yaşattığını öne süren Jung, erkekteki arketipe 'animus' adını verdi. Ben, benliktir ve yaşamın amacıdır. İçedönüklük, kişiliğin öznel dünyaya yönelmesidir. Dışadönüklük, kişiliğin nesnel dünyaya yönelmesidir. Her insanda bu iki tutum, değişik derecelerde olmak üzere yer alır.

Kurduğu çözümlemeci psikoloji tutumuyla çağdaş düşünceye etkileyen Jung?un bazı tedavi yöntemleri ve 'çağrışım testi' günümüzde de kullanmaktadır.

Başlıca eserleri: Dementia Fracox Üzerine 1907, Libidonun Değişimleri ve Sembolleri 1912, Psikolojik Tipler 1921, Ben ile Bilinçdışı Arasındaki İlişkiler 1928, Ruhun Gücü Üstüne 1928, Altın Çiçeğin Sırrı 1929, Günümüzde Ruh Sorunu 1934, Ruhbilim ve Din 1940, Bilinçdışı Ruhbilimi 1942, Geçişme Ruhbilimi 1946, Ruhun Sembolleri 1948, Tabiat Açıklaması ve Ruh 1952, Geçmiş ve Gelecek 1957.

Doğum tarihi: 26 Temmuz 1875, Kesswil, İsviçre... Ölüm tarihi ve yeri: 6 Haziran 1961, Küsnacht, İsviçre.

HİKMET FERİDUN ES

Hikmet Feridun Es; gazeteci, yazar... Lise yıllarında gazeteciliğe ilgi duymaya başlayan Hikmet Feridun Es, İtalyan Okulu'ndan sonra girdiği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nde öğrenim görürken okulunu yarım bırakıp gazeteciliğe başladı. Röportaj, hikâye, fıkra ve makaleleri Akşam, Yedigün ve Hürriyet gazetelerinde yer aldı. Hayat dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yapmıştı. Röportaj ve gezi yazılarıyla tanındı.

Edebiyatçılarla yaptığı konuşmalardan oluşan Bugün de Diyorlar ki adlı kitabı 1932'de çıktı.

Muhabir olarak Kore Savaşı?nı, Vietnam Savaşı?nı ve Kongo iç savaşını izledi. Bu savaşları fotoğraflarla görüntüledi.

Akbaba ve Çarşaf dergilerinde gülmece yazıları kaleme aldı. Gezi yazıları, ders kitaplarına alınan yazarlar arasına girdi. 1983'te Burhan Felek Hizmet Ödülü?nü aldı.

Gezilerini anlattığı Aşk Tamtamları 1953'te yayımlandı.

Diğer kitapları: Tanımadığımız Meşhurlar, Kaybolan İstanbul'dan Hatıralar.

Doğum tarihi: 1909, İstanbul... Ölüm tarihi ve yeri: 6 Haziran 1992, İstanbul.

Özgün Onat

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.