Hayatta neler olup bittiğini bilmek istemiyorum artık. İçimdekilerin canımı yakmasını kaldırmaktan da çok sıkıldım. Yaşamanın verdiği tadı nerede kaçırdıysam oraya gitmek istiyorum. Ama önce o tadı hatırlamam gerek, biliyorum. Ağırlığımı taşıyabilmenin zorluğunu paylaşabileceğim bir şey ile karşılaşabilirliğimi sorgulamaktan çok yoruldum. Farkında olmaktan yoruldum, farkında olmaktan nefret ediyorum. Ve hâlâ buna katlanmamdan da yoruldum.
İnsanlar "nasıl olduğumu" sorduğunda onlara karşı gerçek olmak istiyorum ama bu çok aptalca. Muhtemelen "neyim olduğunu" sordukları ve meraklı görüntülerini netleştirdikleri bir biçimde anlatacağım şeyleri bekleyecekler. Nasıl? Daha ben anlamadım ki, size ne anlatayım? Zaten anlatmaya kalksam da bir bok anlamayacaklar. Çünkü bana neyim olduğunu sorduklarında, onlara elle tutulur nedenler sunmamı bekliyorlar. Başka ne olabilir ki, diyorlar kendi kendilerine, ihtimal veremiyorlar. İhtimal verdiklerimin ihtimallerini ölçmekten çiçeklerimin solduğunu ifade edemediğimden, kaldıramıyorum o ihtimallerini ortadan.
İçimde susmayan şeyler var, kanıtı yok, varlığı yok, kimliği ve resmi yok. Sadece içimdeler ve ben bunu açıklamak zorunda değilim. Çünkü bunun asla bir anlamı olmazdı. Sadece, ne kadar çok "sadece" kelimesine uzandığımı fark ediyorum. Sadece şu, sadece bu, tamam mı? Tanrım, bu sadeceler hiç bitmez mi? O halde ne diye hâlâ sadece... diye ifade etmekten vazgeçmiyoruz ki...
Artık güçlüymüş gibi davranmak istemiyorum. Artık mutluymuş hissine sahip biriymiş gibi görünmek istemiyorum. Artık içimdekilerin benim için her gün ölüm töreni düzenlemelerine izin vermek istemiyorum. Beynimin kurguladığı tuhaf farkındalıkların yükünü kaldırabileceğim bir dolabım olmadığı için çok kızıyorum. Kime ve neye henüz karar vermedim. Neler olduğu hakkında bir fikrim yok. Belki de fikrim çok ama hiçbir şey bilmemenin verdiği boşluğun yarattığı hisse ihtiyaç duyduğum için kendimi buna inandırıyorum.
Birden fazla şey düşünüyorum, ayırt etmek zor. Biliyorum, hepsi bu dünya kadar gerçek. İfade etmek bile bende öfke sinyalleri veriyor. Ellerimle canımı acıtıp ruhumu kanatmak istiyorum.
Ama bilirsin, asıl zarar vermek istediğim bedenim değil. Hatta bedenim, bu hikâyede ve iktidar alanının tamamıyla dışında. Çünkü bazen gösteremezsin, yapamazsın.
Dorianne