Aşkın başlangıcı

 

Aşk, bir denemeydi aslında, ama ne kadar zor, ne kadar derin. İki ruhun birbirine dokunma çabasıydı, hem de sessizce. Birbirini anlamak için sözcüklerden daha fazla şeyin gerektiği bir deneydi bu.

 

Aşk, başlangıçta sadece bir merak, bir çekim gibi görünse de zamanla kimliklerimizin, korkularımızın ve hayallerimizin birleşimiydi.

 

Bazen birbirimize gülümsemek, bazen de sadece bir bakışla bütün duygularımızı paylaşmak istedik. Sözler ne kadar güçlü olursa olsun, bazen en anlamlı olanlar, dudaklardan dökülmeyenlerdi. İkimizin de kalbi bir ritim tutuyor, o ritim bizi, kendi içimizdeki yankılarımızla buluşturuyordu.

 

İlk zamanlarda, her anımız bir umuttu; sonra, belki de en çok kırıldığımız anlarda, aşkın gerçekten ne olduğunu öğrenmeye başladık. Ne kadar iyiydik, ne kadar eksik. Ne kadar sevsek de, hayatın kendi tarzında sunduğu zorluklarla bir yolda ilerlerken, sevgi en büyük öğretmenimiz oldu.

 

İçinde kalmanın ne demek olduğunu, bazen birbirimizin varlığında kaybolmanın, bazen de uzaklaşmanın bile bir tür yakınlık olduğunu anladık. Çünkü aşk, yalnızca birlikte olmak değil, birlikte büyümekti. Her anı, her göz kırpışı bir denemeydi; belki de her yeni gün bir başlangıç, ama aynı zamanda bir sondu.

 

Sonra fark ettik ki, hiçbir son, gerçekten bir son değildi. Aşk, sadece o denemenin içinde sürekli yenilenen bir başlangıçtı.

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.