İnsanlık tarihinin izlenebilir ve okunabilir belgeleri düşünme biçimleri üzerine ilerler. Doğuda ve batıda felsefenin temel tartışma zemini mitolojik olanla, metafizik ve fizik dünyalar arasındaki tartışmaların birbirlerinin imkân ve sınırlarını yüceltme ya da tahrip etmekle doludur. Akıl çağı diye adlandırılan batı palazlanması Rönesans?la birlikte beşerî aklı ilahlaştırarak mistik ve soyut olanı, sezgi ve duygu hâlini reddederek pozitivist tipolojileri var etti.
DUYGUNUN YENİDEN İNŞASI
Bir şey ya vardır ya da yok. Maddeye teşmil edilemeyen herhangi bir olgu, üzerine düşünülebilecek bir biçim de meydana getiremez denildi. Geç 19. erken 20. asır metafizik düşüncenin yeniden gündeme alınmasıyla bu sarsılmaz denilen görüş büyük kıpırdanmalarla reddedildi. Eleştiri yöntemlerinde de maddecilik sınırı ortadan kaldırılarak duygunun ve sezginin yeniden inşasına gidildi. Bu ikiliğin tehlikeli cephesi milenyumla birlikte sanal gerçeklik içerisine hapsedilen mecralarda eleştirinin zapt edilemez boyutlarını meydana getirdi. Özellikle, sosyal medyada herkesin düşündüklerini bir çırpıda kamuya açabilmesi, kişi, durum ya da olay karşısında gerçekliği sorgulanmadan ani heyecanlanmaların ya da yıkımların sebebi oldu. 2 bin yıl önceye dönerek tekrar, düşünmenin boyutlarının nasıl olması gerektiği, eleştirel düşünmeye neden daha fazla ihtiyaç duyulduğu görüldü. Düşünmenin öğretilebilir bir şey olduğu yeniden gösterildi. Vincent Ryan Ruggiero?nun Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber adlı kitabı bu yolda bir gösterici olması için Türkçeye akademisyen Çağdaş Dedeoğlu tarafından kazandırıldı.
Beğenmediği inanç, fikir ya da bir fiili tartışarak eleştirmek yerine reddederek hatta bu fikir ve inançların sahibini öldürmeyi düşünerek hareket eden insan tipleriyle karşı karşıya olmamız Dedeoğlu?nu bu kitabı çevirmeye sevk eden saiklerin başında geliyor. Kitap, yüzlerce örneğiyle birbirinden farklı ne çok görüşün aynı anda var olabileceğini okuyucuya göstermeyi hedefliyor.
Kitabın üç bölümünden ilki eleştirel düşünmenin gerçekleştiği psikolojik, felsefi ve toplumsal bağlamı ele alırken yazar ikinci kısımda öğrencilerin/okurların düşünme merkezli yaygın hatalarını fark etmelerini ve bunların üstesinden nasıl gelebileceklerini işaretliyor. Bireysellik, eleştirel düşünme, gerçeklik, bilgi, görüş, kanıt ve iddia gibi kavramların açıklanması ve eleştirel düşünmenin önündeki eğilim ve fikirlerin ortadan nasıl kaldırılacağı ilk bölümün konusu. Sonrasında, eleştirel düşünme sırasında karşılaşılan hataların fark edilmesi ve bunlardan nasıl kaçınılabileceği anlatılıyor. Üçüncü kısım ise sorunlarla adım adım ilgilenebilmenin stratejisine odaklanıyor. Meselelerin ele alınışında belirli yetenekleri edinmek bu stratejinin içerisinde. Entelektüel zayıflıkların üstesinden gelmenin yolları, araştırma, gözlem yaparak diğer insanların bakışlarını analiz etmenin teknikleri yine üçüncü kısım altında değerlendiriliyor.
KİTABIN ZENGİNLİKLERİ
Kitabın zenginliklerinden biri, bölüm sonlarındaki uygulamalar. Yazar, aktüel ya da geçmiş zamanlarda kalmış birtakım sorunları değerlendirmek için kimlerin neler söylediğini hatırlattıktan sonra okuyucudan kendi eleştirel düşünmesini talep ediyor: Kimsiniz ve nerede duruyorsunuz?
Hangi sahada olursa olsun oraya yönelmenin ve içine girebilmenin ilk yolu kavramlarda uzlaşmak. Eleştirel düşünebilmenin imkânı da ne olduklarını tahlil etme ihtiyacı duymadığımız bireysellik, eleştirel düşünme, gerçeklik, bilgi, görüş, kanıt ve iddianın yeniden incelenmesi gerektiğidir. Yazar, kitabın hemen başında bu yedi kavram üzerine yeniden düşünme çağrısında bulunuyor. Bu kavramlar hakkında inanılanların çoğunun yanlış olduğunu vurgulayarak söze başlıyor ve ilerleyen başlıklarda her bir kavramın yeniden ele alınmasının yollarını gösteriyor: ?Günümüz politikacıları, insanları, gazetecilerden de saldırgan bir biçimde manipüle etmektedir. Bazı politikacılar, kendi fikirlerini açıklamak yerine, insanların ne düşündüğünü öğrenip onların fikirlerini paylaşma iddiasındadır.?
Değer verip güçlü bir biçimde savunduğumuz inançların çoğu, zihnimize ?ekilmiş? olabilir.
Yazar, bireyselliğin insanların ve şartların etkisinden uzak durmanın mümkün olmadığının farkına varmakla başladığını dile getiriyor. Ona göre bireyselliğin özü dikkat. Bu dikkate ulaşmanın yolları var. Öncelikle bir mesele ya da kişi karşısındaki ilk tepkinin geçici olduğu kabul edilmeli. Tepkinin sağlaması yapılana kadar sahiplenilmesi reddedilmelidir. Tepkinin aileden birinden, sevilen bir sanatçı ya da siyasetçiden devralınıp alınmadığı tespit edilmelidir.
ELEŞTİREL DÜŞÜNME NEDİR?
Yazara göre, düşünüyorum ya da hissediyorum demek sizin öznel tepkinizdir ve bu bilinçli bir zihni eylemle değil birden ortaya çıkar. Küçük düştüğümüzde sinirlenmemiz, tehdit edildiğimizde korkmamız, aç bir çocuk resmi gördüğümüzde merhametli olmamız için zihni harekete geçirmeyiz. O duygular yoluyla birden belirir. Düşünmek yansıtarak, yaratıcı olarak ve eleştirel düşünerek tasnif edilir. Eleştirel düşünmenin temelinde değerlendirme vardır. Bunu ?irdeleyici sorular? sorarak yapabiliriz. Burada Ruggiero?nun örneklerinden bir tanesi hatırlatılabilir. Düşünce şu: Kadınlar işgücüne dâhil olmadan önce daha az boşanma vardı. Bu, kadının yerinin evi olduğunu göstermektedir. Soru ise şöyle: Boşanmalardaki artışta, bir başkasının değil de, bu etkenin sorumlu olduğunu nereden biliyorsun? Düşünceye irdeleyici soruyla bakmadan eleştirel düşünme tamamlanmıyor.
Eleştirel düşünmek, hiçbir zaman başkalarını taklit etmemek demek değildir. Eleştirel düşünme, alışılmış olup olmadıklarına bakma ihtiyacı duymadan ?bağımsız olarak yerinde kararlar vermek? demektir. Eleştirel düşünmenin öğrenilemeyeceği, kişinin ona ya sahip olduğu ya da olmadığı gibi bir kanı da yanlıştır: ?En dikkatsiz, dağınık düşünürler bile eleştirel düşünürün özelliklerini kazanarak eleştirel bir düşünür haline gelebilir.?
Eleştirel Düşünme İçin Bir Rehber?in sanıyorum ki en temel cümlesi şurada: ?Çoğu öğrenci için, değer sözcüğü şu düşünceyi tetikler: ?Herkesin kendi değerlerine sahip olma hakkı vardır ve bu değerler zaman içinde ?açıklanmaya? ihtiyaç duysa da hiçbir zaman sorgulanamazlar.? Bu düşünce eleştirel düşünmeye ket vurmaktadır.?
YAKUP ÖZTÜRK
04.01.2018 16:43:00