KİTAPHaber Girişi : 28 Ağustos 2018 18:20

68 Devrimi'nin 50. yıl onuruna bir kez daha Emma Goldman

68 Devrimi'nin 50. yıl onuruna bir kez daha Emma Goldman
Emma Goldman'ın iki ciltlik eseri 'Hayatımı Yaşarken', 68 Devrimi'nin 50. yılı vesilesiyle Metis Yayınları tarafından yeniden okuyucu karşısında...
İki ciltten oluşan Hayatımı Yaşarken, yirminci yüzyılın bizce en önemli şahsiyetlerinden birinin, Emma Goldman'ın otobiyografik nitelikli yapıtıdır. Emma Goldman’ı bu denli önemli kılan, onun mücadeleci, gerçekten isyancı ruhunun yanı sıra, kuşkusuz yaşadığı yüzyıl başının bir devrimler ve kalkışmalar çağı olması, toplumların büyük deneylere giriştikleri bir çağ olmasıdır. Ne var ki Emma Goldman’ın kişiliği, bizzat devrim için, bütün o kalkışma ve denemeler için de bir tarihsel dönemin imkânlarını ve sınırlılıklarını gösteren bir turnusol kâğıdı olmuştur.

Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Eğer yıllar sonra, yüzyılın sonuna doğru, 1989'da duvarın yıkılacağını en önce kim gördü, kim haber verdi diye sormak gerekseydi, cevabımız hiç tereddütsüz Emma Goldman olurdu.

20'li yaşlarında anarşizme katılmış, dolu dolu yaşamış büyük bir kadının hikâyesidir bu: Onunla birlikte yirminci yüzyılın başlarındaki Amerika, Avrupa ve Rusya'nın muhalif çevrelerinin tam içinden yazılmış bir tanıklık okuyacaksınız. "Dans edemeyeceksem, devriminiz sizin olsun," diyen Goldman'ı sevmeniz için sosyalist ya da devrimci olmanız gerekmiyor; çünkü o, kendisi gerçek bir devrimci...

Metis Yayınları'nın ilk kez 90'lı yıllarda Kaos Yayınları ile birlikte yayımladığı iki ciltlik eserin gözden geçirilmiş yeni basımı, yayınevi tarafından 68 Devrimi'nin 50. yılını kutlamak üzere yayımlanıyor.



EMMA GOLDMAN KİMDİR?

Emma Goldman 1869’da Litvanya’da doğdu. 20 yaşında Amerika’da anarşist harekete katıldı. Adını duyan herkes heyecanlanırdı, herkesin 'Kızıl Emma'sıydı o. Ömrü boyunca devletin her türüne karşı çıktı. Birinci Dünya Savaşı sırasında savaş aleyhtarlığı yaptı. Milliyetçiliğe karşıydı. 1919'da devrimin getirdiği coşkuyla Sovyetler Birliği'ne gitti. Lenin'le tartıştı. Hayal kırıklığı büyük oldu. Tam bir dünya vatandaşıydı; Fransa, Britanya, Almanya, İsveç, Hollanda ve Kanada'da yaşadı. Freud’un derslerine katıldı. İspanya İç Savaşı'nda Anarşistlerin yanındaydı. Tanrıtanımazlığı, özgür aşkı savundu. Doğum kontrolü için, eşcinsellerin özgürlüğü için mücadele etti. O bir anarşistti, göçmendi, Yahudi'ydi, kadındı. 71 yaşında öldüğünde yıllardan henüz 1940'tı, İkinci Dünya Savaşı başlamıştı.

Emma Goldman’ın otobiyografisi, özel bir tarihsel kişiliğin tutkulu ve tavizsiz mücadelesini kaydetmenin dışında, yirminci yüzyılın siyasi tarihi açısından da büyük önem taşır: Bir yandan, yüzyıl önce insanların bugüne kıyasla nasıl geniş bir siyasi ufuk ve umut taşıdıklarını görürüz; ama diğer yandan, o dönemde ortaya atılmış sorular bugün bile tam cevaplanamamıştır, aşılamamıştır.

(Emma Goldman, Hayatımı Yaşarken, 2 cilt, Çev.:Beril Eyüboğlu, Metis Yayınları, 3. Basım)
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.