Eski Bir Gramofon ve Nursen Demir'in öykücülüğü

 

Nursen Demir'in Gelincik Çeşmesi (2015) ve Önce Kuşlar Gitti (2018) adlı öykü kitaplarının ardından yayımladığı üçüncü öykü kitabı Eski Bir Gramofon okurlarıyla buluştu.

 

Yazar, önceki kitaplarında sıklıkla öykülerinin merkezine aldığı çocukluk olgusuna Eski Bir Gramofon'da daha az başvursa da, yoksulluk, hastalık, ölüm ve aşk gibi temaları bu kitabında da işlemeye devam ediyor.

 

Bir çeşit otobiyografik anlatıyı çağrıştıran öykülerinde yazar, kimi zaman birbirini takip eden, kimi zaman iç içe geçen gerçek yaşamöykülerinden okuyuculara çarpıcı kesitler sunarken; renkleri, kokuları ve insan ilişkileriyle bir dönemin toplumsal panoramasını da çiziyor.

 

BİR DÖNEMİN KAHRAMANLARI

 

Nursen Demir'in önceki öykü kitapları Gelincik Çeşmesi ve Önce Kuşlar Gitti'deki öyküler, ağırlıklı olarak, ben-anlatıcı ağzıyla bir çocuğun gözünden aktarılıyor. 1960'lı yılların ortalarında, bir Anadolu kentine bağlı küçük bir ilçede geçen olaylar, küçük anlatıcının ve çevresindeki insanların bir yandan acı ve yoksulluk dolu hikâyelerine odaklanıyor; bir yandan samimi komşuluk ilişkilerini, gülümseten anları, keyifli zamanları işaret ediyor.

 

Dağın eteklerine kurulu ilçede kışın geçirilen zor günler, yaz tatilinin başlamasıyla birlikte yerini bağ evlerinin serin yaz gecelerine bırakıyor: Kırlangıç, leylek ve turnaların göçü; derenin şırıltısına karışan keklik, bülbül, karga ve kurbağa sesleri; kırlar, çiçekler, arılar, kelebekler; taze domates ve salatalıkla yapılan kahvaltılar ve açık havada yıldızların altında uyunan geceler...

 

Her öyküde, ilçede yaşayan halkın yeni bir durumuna tanık olurken, sosyoekonomik koşullarını ve kültürel yapısını da görüyoruz. Sözgelimi ilçede birçok ailenin erkeklerinin, Atatürk’ün kurduğu Ergani Bakır İşletmesi'nde çalıştığını, işçilerin geniş sosyal haklarla donatıldığını; fabrikadan her gün bir ekmek kuponu verildiğini, sineması ve sosyal tesislerinden ücretsiz yararlanıldığını, yazlık ve kışlık kıyafetlerin yanı sıra bütün çalışanların aileleriyle lojmanlarda oturduğunu öğreniyoruz.

 

Sayfaları çevirdikçe, Singer veya Zetina marka dikiş makinalarıyla kadınların, evlerinde dikiş-nakış yaptıklarını, çamaşırları ellerinde yıkadıklarını görüyoruz. İlçedeki evlerin genellikle ahşaptan, bir ya da iki katlı olduğunu, her evde kışlık yiyeceklerin saklandığı kilerlerin raflarında cam kavanozlar, bakır kovalar ve sıra sıra küplerin dizildiğini; birçok evde henüz radyonun bile bulunmadığını, televizyonların ise bazı evlere yeni yeni girmeye başladığını okuyoruz. Bakkallarda her şeyin açık olarak satıldığını, kesekâğıdı ve kâğıt torbalarla alışveriş yapıldığını; evliliklerde ailelerin genç kızlara ve erkeklere söz hakkı tanımadığını; kavuşulamayan aşkları, kederli masalları, trajik kazaları, ölümcül hastalıkları her yeni sayfayla birlikte bir dönemin sosyoekonomik dokusu ve sosyokültürel atmosferinden izliyoruz.

 

GEÇMİŞE DUYULAN ÖZLEM

 

Nursen Demir'in ilk iki kitabında yer alan, 1960'lı yılların ortalarından günümüze değin uzanan öyküleri, yeni kitabında da benzer biçimde yer yer zamansal geri dönüşlerle, yer yer doğrudan karşımıza çıksa da, Eski Bir Gramofon'un biraz daha "kentli" olduğu söylenebilir.

 

Ancak, yazarın geçmişe duyduğu özlem öylesine yoğundur ki, bu durum hemen her öyküsünde kendini hissettirir. Öyle ki, sadece kitap adlarına bakmak bile ya da öykülere şöyle bir göz atıldığında, öykülerin ana temasının bu olduğu görülür. Hatta kentte geçen kimi öykülerinde dahi, bir şekilde geçmişle bağlantı kurulur, eski zamanlara doğru bir koridor açılır.

 

Çünkü onun öykü kahramanlarına göre, ne bugünün aşkları aşka benziyor, ne dostlukları dostluğa benziyor; teknolojik gelişmelerle birlikte ekonomik-toplumsal değişimin getirdiği tahribat, yalnızlaşma ve yabancılaşma duygusu, dokunduğu her şeyi bozup yok ediyor; saygıyı, sevgiyi, merhameti, masumiyeti ve mahremiyeti ortadan kaldırıyor.

 

Ve doğanın yıkımıyla beraber önce kuşlar gidiyor; sonra da o dönemin saygılı, incelikli, "bozulmamış" insanları...

 

Ve ardından da, onların aşkları, masalları, şarkıları...

 

(Hürriyet Gösteri dergisi)

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.